22 Kasım 2019 Cuma

Bedenim

yalnızım böyle olmayı ben mi istiyorum yoksa sadece böyle olması mı gerekiyor bilmiyorum.

bugün bir operasyon geçirdim. zordu. ağladım.

kimseden yardım istemedim, kimseye danışmadım. eve gelip uzandım sadece. acaba geçecek diyen biri olsaydı daha mı kolay olurdu.

kendime kızdım bu kadar çok korktuğum için çocuk sahibi olmaktan. acaba yaşadığım rahatsızlığın sebebi bu mu? çocuk istemediğim için mi hasta oldu rahmim? 2 yıldır böyle. iyileşmezse rahmim alınabilir dedi doktorum. inanmak istemedim. evet bir daha anne olmayı isteyemiyorum, ama rahmim sağlıkla dursun istiyorum bedenimde. erkenden menopoza girmek istemiyorum.

artık rahmimle konuşuyorum. evet istemiyorum çocuk, bunun sebebi dertle biten evliliğim, bunun sebebi babam, bunun sebebi solo anne olmam, bunun sebebi daha fazlasını taşımak istememem. seni seviyorum dedim rahmime, her ay adet olmayı istiyorum, sağlıklı olmanı istiyorum dedim. işe yarar mı?



20 Kasım 2019 Çarşamba

Yeni hayat

Uzun zamandır hep aklımda ama girip yazamadım. Uzun zaman oldu kendim için bir şeyler yazmayalı. Çok şey değişti.
Okul bitti.
Çalışıyorum. 
Kendi ayaklarımın üstünde duruyorum.
Düz vites araba kullanmayı öğrendim.
Annem babam olmadan kızlarımla baş başayım.
Büyük kızım okula küçüğüm tam gün kreşe başladı. Okuldaki öğretmenimizden, kreşteki ortamımızdan çok memnunuz.
Her şeyi tek başına yapmak zor, ama öncesinde yaşadıklarıma bakınca çok tatlı geliyor bu zorluk. Para kazan, alışveriş yap, faturaları öde, yemek yap, çocukları doyur, bulaşıkları yıka, evi topla, temizle, çamaşır yıka, çocuklarla ilgilen, oyna, ödev yapması için ilgilen, bakım ver, fırsat bulursan kendine zaman ayır, hepsi yetişemiyorum diye üzül, sonra yetiştiği kadarı gayet yeterli deyip mutlu ol.
Şu anda en büyük sıkıntıyı iş yerinden huzursuz geldiğim zaman yaşıyorum. Üstüme fil oturuyor sanki, yaşam enerjim içimden çekiliveriyor, hiçbir şey yapmak istemiyorum. Şöyle bakıyorum, bir ay öncesine göre daha iyi durumdayım bir yandan, neyin ne olduğunu anlamak, farkına varmak bir aşama kaydettirdi bana. Diğer yandan da süre gelen sıkıntıları çözememek beni geriyor. Uykuya dalmakta zorlanıyorum bu günlerde mesela, ya da sabah kalkıp işe giderken biraz kendimle savaşmam gerekiyor. Yaşadıklarım rüyalarıma da giriyor. Ayaktayım, bunun için bile mutluyum. 
Neler yapmam gerektiğini düşünüyordum. En başta dik durmak önemli. Çevreni sağlam tutmak önemli. Psikolojini sağlam tutmak önemli. Kendini korumak, kendine değer vermek, insanların seni değersiz hissettirmesine izin vermemek önemli. Sorumluluk sahibi olmak önemli. İzole olmamak önemli. Haksızlığa karşı sessiz kalmamak önemli. Yarın ne olacağını bilmiyorum, işler zamanla düzelir mi yoksa daha kötüye mi gider bilmiyorum. Bu belirsizlikle yaşayabilmek önemli. Biraz da nefes almak önemli, gün içinde bir yürüyüş yapmak, biraz meditasyon, arada bir iş dışında yemek yemek. İyi gelecek.
En azından sevdiğim işi yapıyorum. Bu benim için çok değerli. Bunu korumak istiyorum.
Bir sıkıntım da nafakamı alamamak idi. Onu da o kadar çok taktım. En son bu hafta isyan ettim. Yeter ya dedim. Vermezse mahkemeye veririm ne olacak dedim. Artık rica minnet göndersin diye söylemekten usandım. Son kez söyledim ve söylemeyeceğim bir daha. Kendimi üzmek yok. Boşuna ayrılık yolunu seçmedim.
Yalnızlık bazen derin bir özlem hissettiriyor aşka dair. Bazen de derin bir mutluluk özgürlüğe dair. İkisi bir arada olmadı, artık hevesim de kalmadı. Şimdi hayatım böyle, durmak yok, yola devam..


30 Temmuz 2019 Salı

Dr.

8 sene yaşadığım herşey bunun etrafında döndü.
Bitecek mi, yapabilecek miyim, olacak mı, olmayacak mı, yetersiz miyim, ne zaman bitecek, mümkün mü değil mi?
Her bırakmak istediğimde tutan birsürü şey oldu, yapamadım, bırakamadım.
Şimdi bakıyorum. İyi ki pes etmemişim. Kızlarımın bebekliklerini onlarla geçiremediğim için üzülüyordum. Aslında çok daha önemlisi varmış hep yanlarında olmaktan. Şimdi önemli olan onlara huzurlu bir aile ortamı sunabilmek için çok çalışmak. Herşeye yetemeyeceğimin farkına belki daha yeni varıyorum, yetebildiklerime şükretmeyi daha yeni öğreniyorum.
Çok şükür 8 sene geçti. Herşey bir arada bir yandan çok zor oldu bir yandan çok faydalı. Şimdi şu son 2 aylık zamanın kıymetini bilmeli öğrencilikte. Rahatlamanın tadına varmalı.Yeni gelen sıkıntılara daha kolay geçecek diyebilmeli.
Şükür

10 Temmuz 2019 Çarşamba

Alev alev

https://www.youtube.com/watch?v=17oEXqecau0


Hayal dünyam

Son iki yılda iki hayalim vardı, ikisi de imkansız olan.

Biri geçmişi geri getirmeye dayalı. Beni çok üzen içimi acıtan bir hayal. Yalnızlaştıkça daha çok düşündüğüm, daha çok özlediğim, en azına bile razı olabileceğim günleri tekrar tekrar yaşadım hayalimde. Sonra bunun imkansızlığına ikna ettim kendimi.

Başka hayal kurmaya başladım, geleceği toz pembe gösteren, ama farklı sıkıntıları doğurabilecek olduğundan emin olduğum bir dünya. Karşımda kendi hatasını da görebilen, gelişmeye, olgunlaşmaya açık, pişmanlık duyabilen, karşısındaki için de üzülebilen bir insan hayal ettim. Hayalimdekine çevirdim yüzümü. Sonra kimse mükemmel değil dedim kendime. Onun da kim bilir ne çekilmez yanları olacak. Hem kızlar nasıl etkilenecek, belki çok üzülecek, belki kabullenmeyecek hiç, belki ben mutsuz olacağım, kızları da daha çok sıkıntının içine sürükleyeceğim. Ve hayalimi bir güzelleştirip bir çirkinleştirdim. Sonra bir gün o hayalimdeki dünyanın tamamen imkansız olduğunu gördüm.

Başka biriyle birlikteyken eski sevgiliyi özlemekten korktum. Kalbiminde ikisinin birbirine karıştığını gördüm, kendimden utandım. Aynı şeyi o da yaşar mı? Anlaşılabilir bir durum mu bu? Sadece sevip sevilmek isterdim, keşke bu kadar zor olmasaydı dedim.

İçimde derin bir merak duygusu vardı, acaba ayrılan erkeklerin hepsi mi kötü? Neden ayrılıyorlar, ne öğreniyorlar ayrılıktan, ne hissediyorlar? Öğrenmek istedim, merak çok çekici geldi. Beni düşünmeye çekti. Öyle biri sevilebilir göründü bana.

Peki hayalini kurduğum kişinin beni seveceğini nerden bileceğim dedim sonra. Belki onun istediği ben değilim, belki aradığım kişi benimle aynı yollardan geçmiş biri olmayacak, belki beni hiç anlamayacak. Belki benim sevdiğim beni hiç sevmeyecek, gönlü başka birinde olacak, belki onun hayali farklı olacak, belki onun hayalindeki dünya benimkiyle uyuşmayacak, yine olmayacak. Belki aradığını bende bulacak kimse yoktur. Ya da hiç kimse vazgeçilmez değildir. Belki erkekler gerçekten kariyer sahibi kadından korkuyordur, hep korkutacağım insanları, hep yalnız kalacağım.

Bunca belirsizlik varken yine de hayal dünyasına dalmak o kadar anlamsız ki. Sonsuz sayıdaki ihtimalden yalnızca birinin olacağını zannedip kurguluyorsun. Ya da bir kaçının. Diğer ihtimalleri göz ardı ediyorsun. Belki sonsuz eksi on tanesi hakkında hiçbir fikrin yok. Anı yaşamak gerek, bazen hiç beceremiyorum. En kötü huyum, ihtimaller üzerinden hayal kurup bunlara odaklanmak.

Öğrenirim doğrusunu bir gün. Su akar yolunu bulur, değil mi?

Boşanmayı anlatmak

İstanbul'a gitmek istemiyorum diyordu kuzum, anlıyorum. Bıktı yol gidip gelmekten, ordayken annesini burdayken babasını özlemek çok zor onun için. Çok sızlanıyor öncesinde, şükür giderken sorun çıkarmıyor, özlemiş oluyor babasını, sarılıp el sallayıp gidiyor.
Konuşmak durumu açıklamak gerek her yeri geldiğinde.
Bu sefer çok net konuştum. "Bak kızım, kanunlar ve kurallar var, bunlar çocuklar hem anneleriyle hem babalarıyla yeterince vakit geçirebilsin diye konulmuş, biz de uymak zorundayız." dedim.
Cevabı hazırdı: "Ama başka çocuklar hem anneleriyle hem babalarıyla aynı anda vakit geçirebiliyorlar."
Tabi benim de, duygusal davranmadım, açıklayıcı olmaya çalıştım. "Evet ama baban İstanbul'da olduğu için ve biz ayrı yaşadığımız için bu bizim için mümkün değil" dedim.
Bir daha İstanbul'a gitmek istemiyorum demedi.
Ne düşündü, üzülmeye devam etti mi bilmiyorum.
Tekrar sorusu olacak, tekrar konuşacak muhtemelen.
Ama anladı sanırım.
Giderken de sızlanmadı.
Anlatmak gerek.

İki film

Nur Bilge Ceylan.

İki güzel film.

Kış Uykusu.

Ahlat Ağacı.

İnsanların kusurlarını çok güzel işliyor. İnsanlığın kusurlarını. Bir insanın kusuru ne kadar büyük olursa olsun affedebilmek mümkün. İnsanların duyguları var, herkesin. Haksız da olsa yaptıklarının sebepleri var. Gösteriyor. Hayat mükemmel değil, insanlar eksik, insanlar kusurlu, geçimsizlik de bunun bir parçası, imtihanlar da, bencillikler de. Gerçekçi, herşeyin farkında, hayatın farkında, gerçeğin farkında. Bu haliyle çok etkileyici.

İçimdeki herşey

Birşeylerin yükünü üstünden atmak güzel.

Başarmak güzel, insana çektiği bütün sıkıntıları unutturuyor, ya da en azından geride kaldı deyip önüne bakmasına yardım ediyor.

Yeni bir başlangıç yapmak güzel, heyacan verici.

Beklediğin günler için bir ışık yanması çok ümit verici. O hiç kendi düzenini kuramayacağını sandığın günler, 3 yıldır hatta 5 yıldır ordan oraya savrulmalar, hayal kırıklıkları, moral bozuklukları, depresyonlar, aldığın tüm darbeler, herşeye rağmen gülmeye çalıştığın günler ve ardından gelen ağlamalar, mutsuzum ve artık böyle olması gerekiyor diye ağladığın günler, sinir krizleri ve kendine bakım verme çabaları, yoklukta varlığı bulma çabaları, maddi sıkıntılar, manevi buhranlar, hasretler, iç acısı, pişmanlıklar, herşey ama herşey yaşandı ve geçti. En azından bir süreliğine.

Yeni iş. Yeni ortam. Mükemmel olmayacak. Çok çalışıp çok yorulacağım evimde huzurum bol olsun diye. Değeceğine inanmak istiyorum.

Mezuniyet. 8 yıl sonra. Tam kuzumun ilkokula başlamasından önce. Tam olması gerektiği zamanda. Ya da olabilecek en son iyi zamanda. O anaokulundan mezun oldu, ben doktoradan oluyorum, ard arda.

Taşınma. Eşya toplama, tez yazma, çocukların tam gün evden çıkması, yeni ev, yeni mahalle, yeni çevre, hepsi bir arada. Başka zaman olsa korkardım sanırım. Şimdi diyorum ki 1-2 ay içinde hepsi bitecek. Sıkıntılar yaşadım. Çocuklarla beraberken çalışmak zorunda kaldım. Bakacak kimsem olmadığı için çalışamadığım  zamanlar yaşadım. Hasta oldum ne bana ne çocuklarıma bakan oldu. Yalnız olmayı birileriyle birlikte olmaya tercih eder hale geldim. Hepsi çok ağır geçti. Çok derinden yaraladı. Sonuçta geçti. Yine geçecek.

Eski arkadaşlar. Artık sırf eski muhabbetler açılmasın diye görüşmek istemediğim ama bir yandan da özlediğim merak ettiğim insanlar. Uzun bir aradan sonra bir araya gelmek bir yandan güzel bir yandan da tedirgin edici. Eskiden tanıdığın insanlardan haber almak hem merakını gideriyor hem üzüyor. Boşananlar, boşanmış olup da tekrar evlenenler, çocuk sahibi olanlar, bir araya gelenler, görüşenler, uzak durmak istediğin ortamlar, uygunsuz durumlar, eski eşinin arkadaşları.

Yapamazsın deniler şeyleri yapabilecek olduğunu görmek, güç sahibi olmak, yürümek, hem de önünü görmeden, gidebileceğim yere kadar giderim deyip yürümek. Çalışan bekar bir ebeveyn olmak, en yakınların seni anlamazken, işini kolaylaştırmak için hiçbirşey yapmazken, kreşteki öğretmenden etüt merkezindeki müdüre, eski eşinin arkadaşından okuldaki arkadaşına, yeni patronundan eski hocana, komşundan tut eski dostlarına kadar herkesin sana kucak açması. Bir sürü şükür sebebi. Her türlüsünden iyi insanları görmek huzur bulmak, ama en başta kendi ayakları üzerinde durmaya kararlı olmak. Geceleri hissedilen yalnızlık, hayatında bir erkeğin olmamasının verdiği hayal kırıklığı, daha çok eksiklik duygusu, hastalandığında çaresizlikten ağladığın günler, insansızlığın verdiği acı, bir ümit bana da bir gönül düşer dediğin kapıların yüzüne kapanması, bir ümit benim de mutlu bir yuvam olur dediğin duyguların yokluğu, bir ümit düzelir dediğin geçmiştekinin hep aynı kalacak olması, kendini ve diğer ebeveyni tanımak, bir arada yapamayacağınızı iç sızısıyla kabullenmek, bir yandan da bir arada olamadığın için yanmak, eski güzel günleri hasretle anmak ve kaybettiğin için yas tutmak.

Aklına gelen düşüncelerden, hissettiğin gelip geçen ya da kalıcı olan duygulardan utanmak, kalbinden hem eski hatıralar hem de geleceğe dair hayaller geçerken ne yapacağını bilememek, sadece geçeceğine inanmaya çalışmak, kalbine başka bir sevgiyi almak istemek, bunun için belki erken belki imkansız demek, bir yandan da eski sevgiliyi dert edinmek, kendi eksikliklerine üzülmek, kendi hatalarını görmek, kendi nefsinden korkmak, nefsine uydu diye eleştirdiğin insanları anlamaya çalışmak, insanları ve kendini kabullenmeye çalışmak, affetmek ya da henüz affedememek yine de kendi yolunun yolcusu olmak.

Böyleyim. Sürekli yazmak, içimdeki herşeyi dökmek, rahatlamak istiyorum. Hasta olduğumda 1 gün de olsa nazlanabileceğim, üzüldüğümde başımı omzuna koyup ağlayabileceğim, gündüz çalışıp yorulup gece olunca yanında varlığıyla dinlenebileceğim bir insanım olsun istiyorum. Eskiden bu sadece evlilikle mümkün görünürdü. Şimdi acaba bir ev arkadaşım ya da komşum, dostum, yoldaşım olur mu diye bakıyorum. Nedense evlilik için dua edemiyorum, ne eski evliliğimin düzelmesi için ne de yeni bir aşkım olması için. Tahammülüm yok ki, nasıl taşıyayım, isteyemiyorum. Kalbim aşk istiyor ama evimde huzursuzluksa bedeli olmamalı diyorum.

Herşey bir arada içimde, bir yandan sabırsızım, bir yandan gerçekçi, bir yandan telaşlı, bir yandan meraklı, bir mutluluk ve şükür var, bir sebebim var ümit etmek için, hem de olabilecek tüm olumlu ve olumsuz şeylere karşı bir farkındalık, içim çok dolu, herşeyi döksem rahatlayacakmışım gibi geliyor, konuşup anlatmak istiyorum birine, utanmadan içimdeki herşeyi söyleyebileceğim kimsem yok. İçimdeki herşey, insanlık hali, biliyorum.


19 Mayıs 2019 Pazar

Yakın mı uzak mı

Elimi uzatsam ulaşabilecek kadar yakın bana, ömrümü versem ulaşamayacağım kadar uzak...

18 Mayıs 2019 Cumartesi

"Anne sen babamla tanışmış mıydın?"

Küçük kuzum diyor ki "Anne sen babamla tanışmış mıydın?"

Ne kadar naif bir soru, bilmiyor ki bir zamanlar bir aradaydık, bilmiyor ayrılıktan öncesini, o kadar küçük tanıştı ayrılıkla.

Leylekler getirdi seni yavrum, koyuverdi kucağıma, iyi ki varsın...

26 Nisan 2019 Cuma

Sarılmak


Sarılmak istiyorum 
Korktuğumda
Üzüldüğümde 
Gerildiğimde
Yerine ne koyabilirim bilmiyorum. 
Dua, meditasyon, yürüyüş, koşu, yoga? 
En çok istediğim şeyin boşluğu neyle dolar? 
Dolmalı mı? 

Ana kuzusu

Aradı dün akşam küçük kuzum annemi istiyorum diye ağladı. İçim gitti. Uykusu geldi diye hassaslaştı sandım. Babasına sarılıp uyusa geçer dedim. Kolu çıkmış. Hareket ettirmek istemiyormuş. İçim gitti. Doktor oturtmuş yerine. Sana ihtiyacı olduğunu bilmek, seni istediğini bilmek ama yanında olamamak. Anneliğimin imtihanı. Allah kalıcı ayrılık vermesin buna bile şükür. Gelince sarılacağım sana kuzucum. Gün sayıyorum. Burdayım. Bekliyorum. 

15 Nisan 2019 Pazartesi

Barışmak

Bazı şeyleri ne kadar anlatsan da anlamıyor insanlar. Siz barışacaksınız diyenler, çocukların hatrı için onu görmemi yanlış anlayanlar. Ne uğraşıyorsun be kızım. Bırak ne derlerse desinler. Kısmet de geç.

Ekonomik şiddet, cinsel şiddet, psikolojik şiddet ve ardından gelen mutlu günler ve onun ardından gelen adlandıramadığım şiddet günleri ve tekrar güzel günler, biraz umut, bir sürü acı. Evet fiziksel şiddet görmedim. Çok şükür bin şükür. Ama onunla bitmiyor. Evet, çocuklarını seviyor, babalarına gidince gözüm arkada kalmıyor artık, ama onunla bitmiyor.

Artık onunla para kavgası yapmak istemiyorum. Herkes kendi bildiği gibi yaşasın. Artık bana dokunup canımı yakmasını istemiyorum. Artık çocuk doğurup lohusa kafasıyla onu taşımak istemiyorum. Artık bedenimin kusurlarını görüp eleştirsin istemiyorum. Artık ruhumdaki yaraları görüp eleştirsin istemiyorum. Hakaret, aşağılama, küçümseme duymak istemiyorum. Değersizlik hissiyle yaşamak istemiyorum.

Ben önüme bakacağım, elimden geldiğince sahip olduklarım için şükredeceğim, kendi hayatımı kurmak için, çocuklarımın hem bahtını hem tahtını yapmak için uğraşacağım. Önüme bakacağım. Her gece yalnız uyusam da, ömrüm böyle geçse de, bir ömür aşkın hayaliyle yaşasam da böyle devam edeceğim. İstediğim bu.

5 Nisan 2019 Cuma

İyi ki yazmışım

Eski yazdıklarıma baktım bugün. Ne kadar çok değişmişim. Ne kadar çok şey yaşamışım, hissetmişim son 2 yılda. Ne acılar geride kalmış, ne pişmanlıklarım olmuş. Bugün nasıl bir noktaya gelmişim, acısıyla tatlısıyla. Milyonlarca ihtimalden biri gerçekleşmiş her seferinde ve her yaşadığım ne çok şey öğretmiş bana.

İyi ki yazmışım, iyi ki uçup gitmemiş yaşadığım herşey. İyi ki o duygular düşünceler yazıya geçip ayna olmuş geçmişimin kesitlerine. İnşallah umut olur başka birilerine de.

Aydınlandım

Kendi dertlerim var, bana göre büyük.
Baskın bir insanın karşısında kendimi ifade edemiyorum, korkuyorum, kalbim sıkışıyor, boğazım düğümleniyor, elim ayağım çözülüyor, kendime gelemiyorum. Ama öğreniyorum. Kendimi ifade edememem öğretilmişti bana, uçmak isterken kanatlarım bağlanmıştı çocukken. Şimdi o bağları çözüp uçmak benim elimde, benim sorumluluğumda. Öğreneceğim, daha iyi olacağım.

Geçen günlerde kendi dertlerimin içinde boğulmuştum. Zihnimdeki sesleri susturamıyordum, onlarla uğraşmak çok zordu benim için. Beni tetikleyen biri olmuştu, olumsuz düşüncelerimi tetikleyen. 2 gün böyle devam etti. Sonra bir arkadaşımın derdini dinledim, anlattı bana ben ona kendimi anlatırken. Ve sustu zihnim, kendiliğinden. Olması gereken buydu demek ki. Başkasına yardım ederken kendime de şifa olabiliyordum.

Bugün düşündüm. Bir diğer şifacı da çalışmak, çalışınca da zihnimdeki o olumsuz sesler sönüyor. Bir yol buldum kendime, rahatladım. Kendimle ilgili, insan olmakla ilgili bir şey keşfettim. Aydınlandım. Şükür.

3 Nisan 2019 Çarşamba

Vurgun

Şubat ayında daha kötü ne olabilir, daha fazla ne vurabilir beni demiştim.
Şimdi bir darbe daha geldi, yaşayabileceğim vurgunların sonu yok gibi. Akıl sağlığımı beden sağlığımı yitireceğim gibi.
Hayat toz pembe olmuyor, güzel bir haberin ardından illa bir sıkıntı da geliyor. Olsun, olsun varsın, kaldırırız evelallah...

3 Mart 2019 Pazar

Sessizlik

Kimse bana bu sessizlikle nasıl baş edeceğimi söylemedi. Kendimi işe mi vermeliyim? Düşünmemek için ne yapmam gerek? Yalnızlığımı nasıl seveceğim? Hiç duymazken nasıl kendimi seveceğim, değerli hissedeceğim? Peki ya gönül yarası? Kalbimdeki ağrıyı nasıl dindireceğim? Yolum uzun ve çetin. Düşe kalka öğreneceğim. Korkuyorum. 

Bir yandan zamanı geri almak istiyorum. Birşeylerin daha farklı olmasını. Hayalimdeki hayatı yaşamayı, evli olmayı, seviyor ve seviliyor olmayı istiyorum. Evimin içinde sırtımı yaslayacak bir erkek düşlüyorum. 

Bir yandan önüme bakmak istiyorum. Önümde ne olduğunu bilmeden yürümek zor. Hayal kurmak ve o hayale tutunmak zor. 

Anda kalıp anı yaşayabilmek herşeyden zor. Bunları yazıyorum unutmamak için. Kendimi ifade etmek ve kendime yardım edebilmek için. Bu hikaye beni nereye götürüyor merak ettiğim için.

4 Ocak 2019 Cuma

Ayrılmak isteyen kadına geleceğinden bir mektup

Artık herşeyi denedim olmuyor ne yapsam olmayacak deyip pes etme çabalamaktan.
Evet bu gün için elinden birşey gelmiyor olabilir ama yarının ne getireceğini bilemezsin.
Belki 6 ay sonra bir kapı açılır, belki 1 yıl sonra yeni bir şey öğrenirsin, belki 5 yıl sonra başka biri olmayı başarabilirsin.
İnsanlar değişmez deme, değişir. Bak kendine, her geçen gün nasıl da evriliyorsun. Değişimin önündeki tek engel beklenti. İçinden gelen yönde değişirsin, başkasının istediği yönde değil. O yüzden korkma değiştiremem diye. Sen değiştiremezsin ama o değişir. Belki 5 yıl sonra ilişkiniz değişir ve bu yeni halini seversin ilişkinin. Sen evrilirsin, sevgilin evrilir, ilişkin evrilir. Ne olacağını asla bilemezsin.
O yüzden çabalamaktan asla vazgeçme. Ayrılık çözüm değil seçim. Hem de bedellerini herkesin ödediği, acısını dahil olan herkesin an be an tattığı bir seçim. Ayrılığı seçebilirsin, bu seçenek önünde her daim var, ama iyi düşün. Problemlerin çözülmeyecek, daha başka problemler eklenecek, daha mutlu olmak için çabalayacaksın ama aynı zamanda daha çok üzüleceksin. Çok çok ama çok üzüleceksin. Çokça hatırlayacaksın iyi kötü herşeyi. Çok pişmanlıkların olacak. Başka türlü yapsaydım dediğin milyonlarca şey olacak. Bu ayrılık çok yakacak, çok kanatacak.
Ayrılık çabalamaktan vazgeçmek olmasın senin için, kaçış olmasın, hele cezalandırma hiç olmasın. İlla ayrılmak istiyorsan, tünelin sonundaki ışığa yürümek için ver kararını, ayrı ama huzurlu bir aile olabilmek için.

3 Ocak 2019 Perşembe

Aşk

Aşk artık hiçbir zaman gerçek olamayacak bir hayal gibi.
Dünyanın en sıcak duygusu ve bana en uzak olanı.
Sevmek ne güzeldi, bağlanmak ne güzeldi, birlikte olmak herşeye değerdi. Herşey değişti.
Mutlu olmak istersem çok sebebim var ama aşkın yerini koca bir boşluk aldı.
Sanki alıştım da o boşlukla yaşamaya.
Öğrendim kendime sarılmayı en zor zamanlarımda.
Meditasyon yaptım, dua ettim, yoga yaptım, yemek yedim, kitap okudum kendime destek olmak için.
İşe yarıyor gibi.